21 Temmuz 2008 Pazartesi

havalimanı trajik ve trajikomik olaylar :)

14 mayıs 2007'den beri havalimanında aktif olarak görev yapmaktayım, yaklaşık 14,5 ay gibi bir süre..( adam olana çok bile :p) ve yaklaşık 10 gün sonra işten ayrılacağım..Herkes bilmeyebilir kısaca işimden bahsedeyim, kimi kritik uçuşlarda seyahat doküman kontrolü ( pasaport, vize, oturum, kimlik, id, green kart vs.) yaptım, en kısa manada şöyle özetledim doküman yeterli mi? geçerli mi? daha fazla ayrıntıya giremeyeceğim, çok klişe ama gerçekten meslek sırrı ve üçüncü şahıslarla paylaşılması sakıncalı bilgiler bunlar..

herneyse bu yukarıda anlattığım apron kartını taktığım andaki asıl işim, ama o apron kartını taktığınız andaki yan iş konumunda asıl işiniz bir anda danışma (information) görevi görüp, size bir gün içerisinde ve her gün sorulan sorulara kızmadan, sıkılmadan, bıkmadan, usanmadan, gülmeden en alt kademeden en sosyetik kademeye kadar herkesin anlayacağı bir dilde cevaplamak.. Zaten trajikomik muhabbetlerin birçoğunun kaynağı bu asıl görevi ifa ederken gelişiyor ;)

Anlatacağım olaylar dizisinde benim mesleğim yani profiler için prof, supervisor için spv, teamleader için tldr, polis için pls ve yolcu için de pass kısaltmalarını kullanacağım... kimi yaşanan olaylarda daha önce havalimanı tecrübesi olmayanlar için kısa bilgiler de vereceğim..

daha fazla zaman kaybetmeden başlayayım diyorum...

Listemin başındaki bu hikaye gözen(şirketim) efsanelerinin başında geliyor benim için..

Ben nerde yanlış yaptım abey??

olayın gectigi yer dış hat transit bölgesi, yani herhangi bir başka ülkeden gelip, türkiyeye girmeden başka bir ülkeye aktarma yapan yolcuların geçtiği bölge..

yolcunun nereden geldiği tam belli değil ama büyük ihtimalle kıbrıstan geliyor, karşınızda hayatınızda gördüğünüz en kro insanlardan biri var, hani görseniz havalimanına sokmayacağınız cinsten gözendeki tabiriyle ağır kro ve çori bir tip, üstü başı hala çamurlu sağında solunda elbisede yırtıklar var, türkçeyi zor konuşan bir t.c vatandaşı daha doğrusu çifte vatandaş, yolcudan pasaport istendiğinde herkes şoka girmek üzeredir, dayım finlandiya pasaportu çıkartır, profilerın yaptığı mülakattan bir sonuc cıkmaz ama bu adamın bu şekilde uçmasına izin vermek büyük risktir, pasaport pasaport polisine götürülür, polis bir pasaporta bakar bir yolcuya bir yolcuya bir pasaporta akabinde yolcuya okkalı bir tokat geçirir, yolcuya eşlik eden gözen çalışanın aklına ilk gelenler 'bu adam aranan bir kaçak olsa gerek' 'yok yok kaçak değil pkklı galiba' şimdi tokattan sonra polisle çori yolcu arasındaki dialogu aktarayım ;

pass : abe neden vuruyorsun bana?
poliste en ufak yumuşama olmaksızın bir osmanlı tokadı daha
pass: ben birşey yapmatım apey
polis son kuvvetiyle bir osmanlıyı daha geçirir.. gözen çalışanı gördüklerine anlam veremeyecek durumdadır
pass: apey neden vuruyorsun bana ben ne yaptım sana
polis son bir kez daha adamla gözgöze gelir ve ağzından şu cümle dökülür..
pls : şikayetçi olacak mısın benden?
pass: yok abi olmayacağım
polis gözen çalışanına dönerek olayı aydınlığa kavuşturacak açıklamayı yapar..
Pls: Gönderin bunu bu pasaport orjinal ;)
yolcu yediği üç tokatın yanağında bıraktığı izle uçağın yolunu tutar :)))


!!European Farsi!!

Sıradaki olayın geçtiği yer yine dış hat transit bölge.. karşımızdaki yolcu bu sefer gecmişte bir şekilde illegal yoldan ingiltereye daha doğrusu birleşik krallık'a (united kingdom) iltica etmiş ve orada sınırsız oturum almış ama hala ingilizcesi yerlerde seyreden bir iranlı amca..yaptığımız işin gereği sınırsız ingiltere oturumlu, londrada yaşadığını söyleyen ama 'i ben love seni you seviyorum' görüntüsüne bir yolcu ile karşılaştığımızda bazı prosedürler uzuyor, yolcu bekliyor fakat yolcunun dokümanları orjinal olduğu için çileden çıkmaya başlıyor ve tam bu dakikada yolcunun üstün ingilizcesi keşfediliyor ' för mi törkiy nat yurop' :))) güler misin ağlar mısın ? olayı göz önünde canlandırdıkça gülmekten alıkoyamaz insan kendini, biz de ona sen de avrupaya ait değilsin ama bir şekilde girmişsin diyoruz :p

Peltekliğin gözü kör olsun

Sıradaki olayın geçtiği yer THY (Türk Hava Yolları) business class...bilmeyenler için üstünden geçeyim, Amerika'ya uçan yolcular Amerika'da kalacaklar adresleri bilmek ve check-in işlemi yapmadan önce bizim tarafımızdan bilgisayara girilmesi gerekmektedir, talih bu ya mekanik bişi olmayınca bilgisayardaki bağlantıda en ufak bir sorun, bir yavaşlama, bir kopukluk olduğunda sıra olduğu gibi birikmekte ve sanki hiç beklemeye alışkın olmayan gibi davranan yolcular dellenmektedir. Bu sefer ki kahraman yolcumuz dellenmeden görevli elemanlarımızdan bir tanesi 'beyefendi sistemde bir yavaşlık var o yüzden bekliyoruz' açıklamasını yapıyor.. Yolcu bunun üzerine ' sistems seni sede yavass' gibi 'sistemi de seni de s.kiim' e benzer bir cümle çıkarıveriyor ağzından..bu sırada gecenin bilmem kaçından beri orada çalışmakta olan güvenlik çalışanı dellenir ve adama bağırır 'Ne s.kiosun lan sen'..... sinirlerin gerildiği andır ki adamın karısı kendine has aksanıyla devreye girer 'benim kocam size küfretmedi ki o S'leri peltek söyler' keza adam da 'ben küfretmedim yanlış anladın sseen' der. anlaşılır ki sonradan yolcu cidden S'leri peltek veya diğer bir tabirle açık söylemektedir ama o an için ne demek istediğini Allah'a havale ederek affediyoruz..tabi olay bununla da kalmıyo güvenlik elemanı adamın masumiyetine kanaat getirince gidip adama 'beyefendi az önceki yanlış anlaşılma için kusura bakmayın' der..yolcunun verdiği cevap da S ' leri kadar enteresandır 'Önemli değel maksat işümüz görülsün' :)

Eyy toz parçası nelere kadirsin??

Sıradaki hikaye Londra kontuarında geçiyor, yoğun bir londra sabahının son demlerindeyim, artık gözlerim açık kalmaktan dolayı bana acı vermekte.. 'ayrıntı : londra bir profiler için en zor shifttir denebilir gece 03.00 cvarı alınırsınız ve son londra uçağı öğlen 13.15 civarı gider'.. karşıma başı kapalı benden 2-3 yaş küçük bir bayan..malum bir insanın başı kapalı olduğu zaman pasaportundaki fotoğraftaki saçları ve kulakları yolcuyla karşılaştıramadığımız için işimiz biraz daha güçleşiyor biraz daha dikkatli olmamız gerekiyor (!) bendeki bahtsızlık pasaporttaki fotoğrafın olduğu yerde fotoğrafla özdeşleşmiş şekilde duran toz taneciği, kızın yüzünde ise ne ben var ne benin varlığına dair bir iz, ben kafamda bunları düşünürken bir fotoğrafa bir kıza 2-3 kez bakmak zorunda kalıyorum, kızın öğrenci vizesi (entry clearance) var ve birkaç kez de giriş çıkışı, dedim bu yolcunun bileti kesin londradan başlamıştır, yani londra-istanbul-londra şeklinde.. bu sırada bir yandan da beni aldırdınız mı diye sormaya yeltenecekken elim fotoğraf üzerindeki toz taneciğine çarpıyor ve kafamdaki tereddüt bir son buluyor derken bu benim şüpheci tavrımdan sinirlenen ve kurulu kontuar düzeninin dışında bekleyen kızın bilgiç babası lafa atlıyor :'



'Ne arıyorsun kızım? bilet mi? bileti göstermene gerek yok, sadece pasaporta bakabilir O !!! ''



yoğun bir gündeyim, günün son demlerindeyim, bir de böyle bir ukala yolcu yakınını kaldıracak, alttan alacak takatim ve sabrım yok, bileti aldım kızdan gerçekten tahmin ettiğim gibiStansted-İstanbul-Stansted şeklinde kesilmiş bilet , yolcunun işlemini bitirdim ve kenarda duran ukala ve kendini bilinçli zanneden babanın üzerine doğru yürümeye başladım, tam önüne geldiğimde durdum bizi ayıran sadece bir rope vardı artık ;



Prof : '' buyrun bir derdiniz mi var? ''



Baba : ''bileti niye istiyorsun senin işin pasaportla'' (bana siz demeyene ben hiç demem)



Prof : '' sen niye dışardan atlıyosun? ''



Ukala baba : '' bana nasıl atlıyosun dersin, benimle nasıl konuşuyorsun sen? çabuk benden özür dile''



Prof : ''Özür mözür dilemiyorum senden, benim işime de karışma, karıştığın için sen benden özür dile'' kral attı 1-0 oldu



Ukala ve bilgiç baba köpürmek üzeredir, müşteri hizmetlerindeki tatlı bayanın alttan alan sesini beklerken, bir güvenlik görevlisinin sertliği ve kabalığıyla cevabını almıştır ama henüz pes etmemiştir..



Baba : '' ben niye senden özür dileyecekmişim''



Prof : '' benim işimi benden iyi nasıl bilebilirsin ki bana neye bakıp neye bakmayacağımı sölüyorsun? ''



Baba : ''tabi ki bilirim, ben her gün uçuyorum''



Prof : '' bana işimi öğretme, ben de her gün bu işi yapıyorum '' kral takımını rahatlatan golü kaydetti ve şimdi durum artık 2-0, aferin çocuklar ;)



dedim ve yolcunun diyecek laf bulamaması sonucunda konuşma sona erdi, geriye kalan sinirleri boşalmış ve rahatlamış bir profiler ve sinirden patlamak üzere olan yolcu yakınıdır, kim bilebilir belki de skorun daha fazla artacağından korkmuştur :p

Hard-Questioning

Sıradaki hikaye yine Londra kontuarından, fakat bu Londra uçuşu akşam 19:15'te kalkan, profiler tabiriyle H3L3 shiftinin H3 uçağı, yani shiftin başlangıç uçuşu olduğundan uykunuzu almış ve kafa dinlek bir şekilde takıldığımız uçuş..kontuarın girişinde ismini vermek istemediğim X kod adlı dönem arkadaşımla geyik yapmaktayız ve şöyle muhabbeti kral bir zenci gelse de eğlensek biraz babında takılmaktayız..Allah'ın sevdiği kuluyuz bu muhabbetin üzerinde dakika gecmeden kontuarın ucunda yırtık pırtık kotlu, renkli tişörtlü, hippi saçlarıyla solariumda fazla kalmış yolcu gözüktü..X profiler yolcuyu aldı, british pasaport, doğum yeri melbourne, tarih 12.08.1978 isim john edward atkins...yolcu işlemi bitmeye yakınken ben gidip pasaportu aldım ve yolcuya '' bu pasaport sahte, orjinali nerde bunun dedim? ''eğlenceli zenci bir kahkaha attı ve '' tebrik ederim nerden anladın? '' diye bana sordu ama bu arada biz yolcuyla kankaya bağlamak üzereyiz, kahkahalar gırla gidiyor!!ben de yolcuya ''bu pasaport sahte çünkü bu benim pasaportum'' dedim.. ben X profiler ve zenci yolcu biraz daha güldük ve yolcunun işlemini bitirdik... Buraya kadar herşey normal, asıl olay burdan sonra patlak veriyor, fakat o süre zarfında ben business kontuarında olduğum için olayı X profilerın ağzından anlatacağım.. bizim muhabbet zencinin bagaj fazlası çıktığı için bilet satışa yönlendirilmiştir ki bu D kontuarından 2-3 dakikalık bir mesafededir, tam bu sırada kuyruğun başında takım elbiseli gayet ciddi ve somurtkan duran saçları ingiliz Sir'lerininkine özenmiş bir zenci sırada görülür ama yüzü bizim az önceki fırlama zenciye benzemektedir..X profiler pasaportu alır ve kahkaha atmaktan kendisini alıkoyamaz, aldığı pasaport az evvelkinin aynıdır ''british pasaport, doğum yeri melbourne, tarih 12.08.1978 isim john edward atkins...'' normalde bu durumla karşılaşan profiler o pasaportu alıp spvnin önüne sahte diye fırlatması lazımdır..(olması gereken) bizim profilerın kahkahası zenci yolcuyu fena bozar, ırkçı bir hareket gibi görür ve daha başka birşey sormasına izin vermez, olay spv'ye taşınır..SPV'de olayın sahtecilikle bağlantılı olacağına kanaat getirir ve pasasportu alıp tabiri caizse ''Hard questioning'' ile yolcuya yüklenir, Hard-Questioning yolcunun sahtecilik yaptığını itiraf ettirmeye yarayan soru sorma metodudur(!) .. yolcu zaten kızmış durumdayken bu uygulamaya hiç gelemez ve daha fena patlar spv'ye.. bu durum olağandışı bir durumdur (extraordinary).. Hard-Questioning de işe yaramaz çünkü yolcunun pasaportu orjinaldir..Olay gerçekten trajikomiktir, yolcu az önceki yolcunun ikizidir ve doğum tarihi, yeri aynı olduğu gibi ismi de aynıdır, yalnız karakteri bayağı bir farklıdır, ya da ona karşı yapılan prosedür onu bu hale getirmiştir, Günün SPV'si yolcudan 10 dakika boyunca özür dilerken, yolcunun ikizi bagaj fazlası ödemesinden dönmektedir... :D

Germanafingis & Öger Türk Tur hatıralarıı

Şimdi başlığa bakıp da fungus (mantar) familyasından bir örnek zannetmeyesiniz, zira üstteki başlık Germanwings (cörmınvings) havayollarının almancı profilinin ağzından size aktarılmasıdır, gercekten de almancı gurbetçilerimiz üstün ingilizce ve almanca telafuzları bizi zaman zaman kırıp geçirmekte, kopup bağlanmakta zorluk çekmemize yol acmıştır.. hikayeler genellikle kısa skeçler şeklindedir. başlamadan evvel yolcu profili hakkında biraz bilgi vermem gerekiyor... Bu havayoluna tabi olan yolcularımızın %90'a yakın bir kısmı genellikle meraklı, çabuk parlayan çabuk sönen, her daim fazla bagajı olan, ellinci uçuşları olmalarına rağmen ilk defa uçuyomuş gibi hareket eden, incelikle pek alakaları olmayan, soru sormayı seven, karşısındaki herkesi müşteri hizmetleri ya da danışma zanneden, neyin ne olduğunu bilmeyen ve anlamak da istemeyen karakterde insanlardır... Repliklerden bunu anlamak fazla zor olmasa gerek, sırası gelmişken de başlayalım repliklere ;=)
Yoğun germanwings (G5) sabiha gecelerinden birindeyiz, yolcu almaktan belimiz kırılmış, sıranın sonu yeni gelmiş, bir yolcu sıranın ucunda gözüktü, diğer havayollarının da uçuşları olduğu için yolcunun germanwings yolcusu olup olmadığını öğrenmemiz lazım, çoğu zaman onlar da teyit ediyorlar, ''germanafingis burası mı, kölün'e burdan mı, düzeldorf neresi'' vb sorularla.. herneyse kahramanımız bir bayan profiler ve aşırı rahat bir yolcu...
Pass: Yurtdışı burası mı?
Prof : Burası..
Pass: Ama ben almanyaya gideceğim..
Almanya'da be ablacım 50 tane havayolu kalkıyo almanyaya, şehri söylesen gene yardımcı olacağız :=)
Prof: Hangi şehir peki?
Pass: şututgart
Şansa bakın ki o gün hem öger türk'ün stuttgart uçuşu da var.. sorular uzamak zorunda..
Prof : Hangi havayolu?
Pass : germanafingis
Prof : tamam hanfendi bu sıradan sizinki
Pass: tamam ben burda bekleyeceğim daha 'kayınımın görümcesinin amcaoğlu' vb gelecek..
Prof: ok bekleyin...
Sadece pasaportu kontrol etmekle sorumlu olan profiler fazladan 5-6 soruya cevap vermek zorunda kalmıştır ama yolcumuz hala kendi havasındadır...Arkada 6 tane kontuar açıktır
Pass: Bunlardan hangisinden vercem ben valizi?
Prof : farketmez .... (profiler daraldı artık)
Pass: Peki bişiy sorcam bagaj hakkı ne kadar?
Prof : bilmiyorum.... (ZzZzZz)
Pass: Benim biraz bagaj fazlam var da o yüzden sordum, acaba problem olur mu?
Prof : bilmiyorum dedim ya hanfendi....
Yolcu kendini soruların başına dönmek ister..çünkü soracağı sorular vardır henüz :)
Pass: şimdi germanafingis şututgart burdan di mi?
Prof : evet dedim ya hanfendi..
Yolcu artık yüzsüzlüğün son haddesine varmış, kapıkomşu muhabbetine geçmek istemektedir..işte profiler'ın sabrını sona erdiren soru...
Pass : Bir de Öger'in şututgart uçuşu varmış onun bagajları nerden veriliyo?
Prof : Hanfendi size ne? nerden veriliosa verilio, ya bagajlarını ver, ya da sus artık yaaa......!!!!!
Yolcu çok relax bir halde...
Pass : Tamam da hanfendi niye sinirleniyosunuz ki durup dururken.....???
Ben daha fazla bir yorum yapamijam!!!
Diğer olay yine sabiha gökçen'de yoğun germanwings uçuşlarından birinde, 2008 ile yürürlüğe giren ve yurtdışında yaşayan vatandaşları da yakından ilgilendiren yurtdışı çıkış harcı konusu.. yıllardır sadece pasaporttaki oturumlarıyla ülkeye giriş çıkış yapan gurbetçiler 2008'den itibaren pasaportlarında yaşadıkları ülkelerdeki konsolosluklardan 'işçidir' vb damgaları vurdurmadığı takdirde çıkış harcını ödemekle yükümlüdürler..Yaşanan olay bununla alakalı, profiler yardımsever, yaşlı dayının iyiliğini düşünen, excess bagajlar konusunda iyilik yapmayı seven, sabihayı yemiş yutmuş bir arkadaşımız ve yolcunun da yaşını da göze alarak ona iyilik olsun diye ;
Prof : bak dayı sen damga vurdurmamışsın, bagajları verdikten sonra köşeden çıkış harcını öde yoksa polis seni çıkartmaz burdan.. diyerek yardım etmek ister..
Yolcu karşısında ona yardım etmek isteyen değil de ondan para çarpmak isteyen biri olduğunu
düşünerek bizim profiler'a çıkışır..
Pass: Ne ödeyecekmişim be, 40 senedir böyle gidip geliyorum, durup dururken ne çıkartıyosun başıma, vermem ben para mara, her seferinde yeni bişey çıkartıolar...
Saf arkadaşımız yaptığı lütuf karşısında boyunun ölçüsünü almıştır..
Prof: ''tamam dayı ne yaparsan yap'' der..
Yolcu bagajları teslim eder uzun pasaport kuyruğuna girer biz hala kontuarda beklemedeyiz, sıra bizim dayıya gelince polis ona aynı şeyi izah eder, ödeme yapmasını söyler, üniformadan dolayı sesini çıkartamayan dayı soluğu bizim profiler'ın yanında alır ve hemen incelir ;
Pass : ''Yeğenim o parayı nerden ödeyeceğiz hele bir söyle'' :)
Profiler az önceki olayı henüz unutmamıştır ve cevabı yapıştırır..
Prof : ''Banane yaa ben bilmiyorum nerden ödersen öde(!) '' diğer profilerlar olarak koparak gülmekteyiz, moralimiz düzeldi valla ;)
Sıradaki hikaye biraz daha gergin geçmiş, olay esnasında yoktum ama anlatılanlara dayanarak aktarıcam..yoğun bir sabiha gecesi, 6 kişilik bir aile uçağı kaçırmıştır ve tartaklamak için birilerini aramaktadır, yakın aralıklarla 5 uçak kalktığından apronda diğer germanwings uçakları görünmektedir..Yolcu ısrarla kendi uçağının kalkmadığını ve apronda duran uçağın onun uçağı olduğunu iddia etmektedir, kontuar görevlisi dayanamaz sorar ;
Görevli : Peki beyefendi orda duran uçağın sizin olduğunu nerden biliyosunuz?
Pass : Biliyorum çünkü benim uçağın kıçında kelebek vardı... (bütün germanwings uçaklarında olan germanwings logosu)
Herkes kendini kahkaha atmamak için kasmaktadır ki bir profiler dayanamaz ve istem dışı basar kahkahayı, herkes kontuar alanını terk eder, ofiste kapı kilitlenir içerden, kopma devam etmektedir, kontuar görevlisi hala laf anlatmaktadır, gözen security 6 kişilik aile ve 20 kişilik uğurlama grubu tarafından linç olmaktan ucuz kurtulmuştur...
Kısa kısa geçecek olursak bu yolcular ;
1.köln'e kölün der ama cologne'nin köln olduğunu bilmez..
2.dortmund'a dortmuş, pasaporta paşaport ya da passport, germanwings'e germanafingis, germanfınks, germania vb. derler..
3. Bu yolcular için en büyük havayolu şirketi hiç uçağı olmayan ÖGER TÜRK TUR'dur..
4. Onlar için almanya'da hiçbir zaman bagaj fazlası hiçbir zaman alınmaz, bu durum sadece Türkiye'de yapılan bir uygulamadır.
5. onlar ''Almanya Çöl Olmasın'' (biz uydurduk DT & MI) hareketine yönelik olarak el bagajı olarak meyve fideleri taşırlar uçakta..
6. Onlar bagaj fazlası ödemesinden sonra '' Bir daha gelmeyecem Türkiye'ye'' ''Bunca yıldır Türkeşçiydim, artık adım atmam bu vatana'' şeklinde, kaçırılan uçak sonrasında ise ''Nasıl binemem ben bu uçağa yaa, ben diğer havalimanında türk hava yollarında uçak içinde 2 saat bekledim'' (nereye varmaya çalışıosa artık)
7. Onlar Öger Türk görevlisine kalkan uçak için ''benim kesinlikle köln'e gitmem lazım, pilotu cepten arayın geri dönsün beni alsın öyle gitsin'' diyen ya da '' Az önce polisi tartakladım, şimdi de seni mi tartaklayayım'' diyebilecek numune insanlardır...
PS: Yazacak birçok anıdan aklıma ilk gelenleri aktardım buraya, yane şu an için buzdağının görünen yüzünü ancak gösterebildim, yarın itibariyle birliğime teslim olacağım ve sizden ayrı kalacağım, Afyon'da 5 ay 5 günüm geçecek gibi duruyor, dönüşte görüşmek dileğiyle, güle güle sevgi pıtırcıkları....

4 yorum:

Unknown dedi ki...

süper ötesi tek solukta okudum:D:D


Gk:D

msener dedi ki...

eyvallah kardeşim hedefimiz de o yönde insanlar okusun gülsün ama fazla da düşünmesin ;=)

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.